Search for content, post, videos

Allı Turnam Ne Gezersin Havada

“Allı turnam ne gezersin havada

Kırıldı kanadım kaldım burada

Oy gülüm gülüm

Kırıldı kolum

Tutmuyor elim”

Bu sözlere birçoğumuz aşinayızdır. Hatta o kadar ki, yazının geri kalan kısmına kısa bir mola verip türkünün hoş sedasına kendinizi kaptırmış bile olabilirsiniz. O zaman buyurun hep birlikte türkülerin allı turnasını biraz daha yakından tanıyalım.

Halk dilinde allı turna olarak tanıdığımız flamingolar, isimlerini Latince ’de “alev” anlamına gelen “flamma”dan alırlar. Uzun boyunları ve bacakları, kanatlarının büyüleyici genişliği ve göz alıcı rengiyle Allah’ın “el-Cemil” Esmâ-i Hüsnâ’sının bir tecellisi olarak görenleri kendilerine hayran bırakırlar.

Yetişkin bir flamingonun boyunun uzunluğu 1,5 metreyi bulur. Tüy, bacak ve gagalarının pembe rengi yedikleri besinin karoten miktarına göre değişiklik gösterir. Sıklıkla yürümeyi tercih eden flamingolar, aynı zamanda iyi birer yüzücüdürler. Ayakları perdelidir ve yüzey alanı geniştir. Bu özellikleriyle balçık yüzeyde dahi kolaylıkla yürüyebilirler. Genellikle bir tehlike anında uçarlar. Bacaklarını geriye, boyunlarını öne doğru uzatarak uçan bu narin kuşlar, gökyüzünde görsel bir şölen oluştururlar.

Allah’ın eşsiz sanatlarından birini de flamingoların gaga yapılarında görebiliriz. Bataklık ve balçık bölgelerde yaşayan ve beslenen flamingoların gagalarında, mucizevi bir filtre sistemi vardır. Sıra sıra plakalardan oluşmuş bu filtre sistemi sayesinde flamingolar, çamurlu bölgeden ve sudan besinlerini kolaylıkla ayrıştırabilirler. Erişkin olmayan flamingoların bu filtre sistemleri mikroskobik canlıları dahi süzebilecek sıklıktadır.

Koloni halinde yaşar, beslenir, ürer ve göç ederler. Yaşam alanları; göl, bataklık ve sığ okyanus kıyılarıdır. Başlıca besinleri, tuzlu suda yaşayan eklembacaklılardır (yengeç, karides vb). Bunun dışında bazı yumuşakçaları (midye) , tohumları ve böcek larvalarını da yediği gözlenmiştir.

“Hayat müşterektir” sözünün en güzel örneklerinden biri flamingolarda görülür. Dişisi de, erkeği de sırasıyla kuluçkaya yatar. Bir yanardağı andıran yuvaları, yerden yaklaşık 30 cm yüksektedir. Bu yüksekliğin sebebi; muhtemel bir su yükselmesinin yumurtaya yahut yavruya vereceği zararı en aza indirebilmektir. Süt üretebilen iki kuş türünden biri olan flamingolar (diğeri de güvercinlerdir)  yavrularını belirli bir süre bu sütle beslerler. Yavrular 100 günlük olduğunda da artık deyimi yerindeyse kendi ayakları üzerinde durup ayrı bir topluluk kurarlar.

Yaratılışında sayısız hikmet gizli olan her canlı gibi flamingoların da bizlere söylemek istedikleri var: Fiziksel olarak yaşam şartlarına uygun yaratılmaları, aklî melekeleri olmadığını bildiğimiz halde yuvalarını özenle ve tehlikelerden korumayı amaçlayarak kurmaları,  ebeveynlerin arasındaki insanî yardımlaşma ve sayamadığımız daha niceleri… Tüm bunların vardığı tek bir sonuç var: Allah, sanatını, yarattığı her canlıya nakış nakış işlemiştir.

“Allah katında, yeryüzündeki canlıların en kötüsü gerçeği akletmeyen sağırlar ve dilsizlerdir.” (Enfâl Sûresi, 8/ 22.)

Kaynaklar:

Erişim tarihi:27 Haziran 2016

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *