Search for content, post, videos

Şehidin Emanetinden Şehide Mektup

(Şehid Alper Kaymakçı’nın emanetinden, muhterem eşi Darüsselam Kaymakçı’dan Şehidimize yazılmış bir mektuptur bu. )

Fi Zümerati-l Mucahidun Aşk-ı Şehade

( Mücahidler Zumresinde Şehadet Aşkı)

“İçinizden kim Allah ve Rasulune itaat eder ve salih amel işlerse ona mükafatını iki kat veririz. Biz ona (Cennette) bereketli bir rızık hazırlamışızdır.” Ahzâb Sûresi, 33/31

Şehid Mücahid  Alper KAYMAKÇI’NIN ailesi olarak, huzuru dava için ilahi rızaya boyun eğen fi sebilillah nefi sebiili Resûlullah (s.a.v.)deki  fuad siperaneliğine tutunup İslâm Hadimlerine,ihtiram ve iştiyak dolu binlerce selamlarımla… Es selamu aleykum ve Rahmetullah…

Nacizane ve haleti mueddep ile, ailem ve dava-i ilahiyedeki Refikimin Kurre-i arz üzerinde kendisine tahsis edilen ömrün ufak  bir bölümünü muhterimat ahvallerimle paylaşmakla müşerref libasına bürünmüş bulunmaktayım…

İlahi davanın sadık ve çilekeş hadimi. Hak cephesinin fedakar ve cefakar bir neferi olarak ilahi kelimetullah yolunda, hak ve hakikat uğrunda tarihte misli ve emsali görülmedik dehşetli bir küfrün tufanına ve zındıkına cerayan eden, garbın örmüş olduğu çelik zırhlı duvarına siper ettiğin gövdeni, iman dolu kalbini her türlü cereyana karşı açmış olduğun mukaddes cihadında, amansız çetin ve büyük mücadelenden dolayı ey şerefli mücahid şehid! Ailen olarak seni gönülden tebrik ve tebcil eder Rızai İlahiyeye nailiyetle hizmeti kutsiyende Rabbinin seni ulaştırdığı muvaffakiyette ve müşerrefiyette, sahibul zaman olan Rahmanu Rahime binlerce hamdu senalarımla…

Şehadet arzusuyla yıllarca duasında ricakar olan İslam Hadimi Mucahid Alper Kaymakcı hicri Ramazan 22’de Pazartesi günü doğmuş, Rasulullah Aleyhisselatu vesselamın mübarek mucella şeceresine mutabık ve dahil olan seyyidler hanedanından olan Muhammedoğulları ve Yazıcıoğullarının 5. Kuşak torunu Gürsel Kaymakçı’nın ikinci evladıdır. Kendisi 14 yaşında,Nakşibendi halkasının mürşidi kamili İhsan Tamgüney Sultan Babamızın evladı olmakla müşerref olmuş fisebiili evliyaullahtaki hadimliğin muvaidi olmuştu. Hicri Şaban ayının 7’sinde 21 yaşında izdivacı olmuştu. Sünneti seniyye olan ihtiram ve muhabbeti ile sakallarını kesmemek için ve ibadetindeki hassasiyetiyle hususu iş ortamlarını seçmiştir. Kendisine muarife olduğum yıllar süresince daimi bir şehadet arzusu ile elleri semaya açılıyordu. Bazen sorduğumda cevap “ Benim Rabbimden başka ne isteğim olabilir ki. Ondan bana şehadet şerbetini nasib etmesini istiyorum” derdi. Tevhid ve islam mevdudu olan mücahid bazen kelam ederdi ki “Sende bir gün alnıma tevhid kuşağını bağlayıp imanlı bir eş olarak kendi elinle beni cihada gönderir misin? Allah için arkandayım der misin. Ve bir gün kanlı gömleğim eline ulaştığında bağrına basıp şerefle taşır mısın” derdi. “ Ben kimim ki bana şehadet gelsin, ben evlad olabildim mi ki mürşidim Hüseyin Tamgüney babam beni defnetmeye mevtama gelsin. Ben hak edemem derken, o mütevazi haleti ruhiyeye bürünürdü. “Bilsem ki ne zamana denk gelecek o gelişin, damat gibi hazırlanır güzelce süslenirdim, kanımı toplardım fışkıracağı yerde, ey şehadet sen benim canımsın can özümsün.” Mısralarıyla şehadet isteriz ya Rabb sedasını gönülden nida ederdi. 15 Temmuz gecesi ümmete millete bayrağımıza ezanımıza, kanlarımızı bedel kılarak kazandığımız bu müşerref topraklara karşı düzenlenen haince düzenlenen bu küfrün tağuti tuzağına karşı can siperane kıyam emriyle beraber bir an dahi evde vakit geçirmeyip abdestini alarak iştiyakla beklediği şehadetin kıyamına koşarken evin lambalarını söndürmeyi kapı pencereyi kapatmayı unutmuş kıyafet murtediliği yaparken heyecandan kıyafetleri sağa sola bırakmış ve bayramlık elbiselerini giyip koşarak evden kıyama diyaf olmuştu. Koşarak gittiğini gören komşular ani bir düşünceye kapılıp haifleniyorlar. Arabaya binerken hanım ablalarımızdan biri “ abiler dikkat edin deyip Allah’a emanet ederken, mücahidimiz ”abla biz dönmek için değil ölmek için gidiyoruz bu meydana. Bir müddet araba beklemesi geciktiğinde otobüs de yok bu saatte ne yapacaksın dediğimde arabaya gerek yok külliyye kadar yalın ayak giderim demişti. Ve hakikaten yolun bir kısmından sonra yalın ayak ilerlemişti kıyam meydanına tekbir sedalarıyla. Gecenin bir kısmında aradığımda “tankların önünde bekliyorum tek başıma grup arkadaşlarımı kaybettim” dediğinde haiflendim ama tevhid gönüllü bu insanlar haiflenmiyordu korkusuzca şereflice bayrağın ve ümmetin kurtuluşu için muhafızlık ediyorlardı canlarıyla. Gece 3’te “”gözümün önünde iki tane kardeşim şehid oldu hakkını helal et belki her an şahadet banada gelir ümid ve soğuk sesiyle annesini babasını kardeşini ve kısmen yakın olan arkadaşlarını arayıp helallik almıştı. Ve 16 Temmuz sabahı hicri Şevval 11 cumartesi sabahı arşa yükselen ezan seslerinin ardından meydanlara Bedir meydanına alaca orduyla Cebrail (a.s.) Komutasında yetişen binlerce melaikeyle, ricaül hal ve ricalul gayb ordularıyla bir sabah namazına saf tutmuşlardı. Ve hemen ardından gelen şerefli bir şehadet şerbeti… Ve kendilerine vaad edilen makamı âlî naim cennetleri. Mübarek olsun şehadetin şerefli şehid…

Tağutun küfrü ve neferine karşı iman dolu yürekle hani ani tereddüte kapılmadan İslâm’ın hâkimiyeti, bayrağın ve milletin ezanların daimiyeti için mücadele eden bütün şühedanın şehadetini kabul buyur indinde ya Mucibud-deavat… Şehadetinden iki gün önce sesli kıraat yapar iken cennet şarabının geçtiği ayeti kerimeyi okumuştur ve yüzünü sayfaya kapatarak “ Bana da bu şerbetten nasip eyle ya Rabbi diye istirhamda bulunmuştu edeble. Mucib olan Rabbimiz kabul buyurmuştu duasını. Bütün yıllarını şehadet ve kıyam sevdasıyla geçiren şehidimiz Mücahid Alper Kaymakcı ve ağabeyimiz Mücahid Erkan Yiğit’in ve bütün şühedanın şehadetini İslâm’ın hâkimiyeti için bedel olarak kabul eyle Rabbimiz.

Ailesi olarak arkasında şehid ailesi olarak şereflenmem yevmil kıyameye kadar ilahi bir tacdır. Rabbimizden sabat ercsuyum. Dün bedir meydanıı Uhud meydanı Hendek meydanıydı Çanakkale meydanıydı. Bugün kızılay meydanı, taksim meydanı. Meydan aynı meydan dava aynı dava. Ne  değiştirir mekanın ismi. Ulvi bir sevdanın kıyam yolcularıydı onlar. Bütün şehidlerimize Rabbimizden Rahmet niyaz ediyorum.

Evvelan dava önderimiz Mürşidimiz Hüseyin Tamgüney Babamıza ehli beyti valide sultanımız muhterime Zeynep Tamgüney annemize ve ehli beytlerine, Cumhurbaşkanımıza ve dava arkadaşlarına ve bütün milletimize başsağlığı diliyorum. İslâm sağ olsun milletimizin ümmetimizin başı olsun. Kıyamete kadar bu başlar rükudan ve sücuddan başka yerde eğilmesin. Daimen sağ ve rafii olsun.

Ey mücahid şehid;

Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;

Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.

Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,

Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsa,

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!

Nasıl ki yarmadan afakı pare pare düşer,
Huda’yı boğmak için saldıran Cünun-i beşer;

Nasıl ki nur-i hakikatle çarpışan evham;
Olur şerare-i gayretle akibet güm-nam,

Şu karşımızdaki mahşer de öyle haşrolacak.
Yakında kurtulacaktır bu cephe kurtulacak…

Demek yıkılmayacak kıble-gah-ı amalim…
Demek ki ölmüyoruz…
Haydi arkadaş gidelim! (Mehmet Akif Ersoy)

Darüsselam Kaymakçı

Seyyide Dergisi 45. Sayıda.  Abonelik için tıklayın.

 

alper-kaymakci

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *