HALEP İÇİN SON DERS
I.
Gül kurusuna döner ikindi vakti Halep Kalesi…
Bir nar kırılır sonra burçlarında.
Kan.
Kanar.
Kanarya…
Kızıl bir hasretle atılır cümle nişanlar,
ayırır kardeşi kardeşten
halden anlamaz resmi anlaşmalar…
sonra gelsin
keskin/ paslı/ dikenli teller,
gelsin
zehir zakkum mayın tarlaları
kör bir sürfile makasıyla yırtılır Leyla Mecnun’dan…
ağaçların dalları,
selam taşıyan turnaların kanatları kırılır…
hama’nın uğultuyla dönen değirmenleri,
Yazdırırken Yunus’a dertli dolap ilahilerini,
bana kalansa kızılbaşlı tepelere gömülü isimsiz kardeşlerin sessiz tüyleri…
Ve Humus’ta yatar delik deşik bir Halid, paramparça bin Velid…
Hani çok keskindi kılıncın.
Parçalandı karşısında nifakın…
Saat Kulesine asın artık Suriyeli çocukların ahını
Tahta arabayla her Cuma,
göklerden inecek İsa’yı aramaya çıkar
İhtiyar rahipler…
ve Arabi’nin kabrini tütsüler iki kız kardeş
Kahrolsunlar e mi ve dudakları kanasın…
İnmeyecek işte İsa, Şam’a…
Gelmeyecek işte Mesih, Halep taraflarından…
Yalnızız arkadaşlar.
Yalnızız bu öğleden sonrasında dünyanın…
Bir tek aşk kaldı, fırtınadaki kırık sal bize…
II.
Dışarıda görsem tanımam, Halep’te süt tutan o güzel ellerini,
Ben harflerinden sevdim seni, bir kör say beni
O ellerdedir hükmün işaretleri,
Ve taşırlar kibar itirazları,
Ağır tahammüllerle birlikte
Hatırlatırlar eski elbiselerini
Hatırlatırlar eski yoldaşlarına, bir kör say beni
Sesinde bin kızıl mercan kamaşması
Dudaklarında tuz bin kere Öğretmenin…
Tam dersin ortasında kapıyı çat diye açıp giren kız
Farkında değil neyi ikiye böldüğünü,
Güneşi mi Meleği mi Ayva Ağacını mı ortadan, Göl’ün hizasından
Farkında değil neyi ikiye böldüğünü…
Buradan beyaz bir yelkenli geçti mi diye soruyor kız nefes nefese…
Buradan beyaz bir yelkenli geçti mi…
O böyle sorar sormaz işaret parmağını havaya kaldırıyor Öğretmen
Bakın diyor küçükhanım, bakın Halep işte yanıyor!
Dersinizi böler miydim hiç Efendimiz… diye inliyor kız.
Lakin son beyaz yelkenlimiz sizsiniz…
Rüzgârınız olmaya geldim affediniz.
Sen de nereden çıktın derseniz
işte birbirine benzeyen
ellerimiz Efendimiz…
Sütü tutan ellerimiz Efendimiz…