Search for content, post, videos

İnsanlığın Hikâyesini Namazla Hatırlamak

Namazda neden Fil suresini okuyoruz. Hz. Peygamber (s.a.v.) doğmadan önce vuku bulmuş bir olayın namazda okunmasını bir türlü anlayamıyorum. Namaz kılıyorum ve bu sureyi de okuyorum ama böyle düşünmekten de kendimi alamıyorum. Acaba okumasam daha mı iyi olacak. Böyle düşünmem günah mı?

 

Allah’a kulluk bilinci çerçevesinde yaptığımız ibadetler insan hayatında önemli bir yer tutar. Her ibadetin kendine özgü farklı yönleri vardır. Bu farklılıklar da insanı bir çok açılardan eğitir.

Bu anlamda ibadet insanın kulluk bilincini diri tutar. Gerek hareket gerek söz olarak yapılan tekrarlar; insanın hatırlama, hatırda tutma, zikr etme eylemini ve dolayısıyla belleği oluşturma, inşa etme, sürekliliği gerçekleştirir. İbadetler içinde de namazın özel bir yeri vardır dersek çok da yanlış bir söz söylememiş oluruz. Namazla insan adeta dünyaya dur! der. Gündelik hayatın akışına kısa da olsa ara vererek farklı bir düzlemde varlıklar alemine katılır. Dolayısıyla namazda dünyaya ait bir eylemi yapmak namazı bozar. Hani bir söz vardır; ‘gassal karşısında meyyit ol’ derler ya işte namazla insan artık bir başka dünyanın yollarına çıkmak için kapıyı aralar. Çünkü Rabbin huzurunda olunduğunda ağyarla iştigal edilmez. Kul Rabbine münacata çıkar, Rabbi de ‘…isteyin vereyim’ der.

Namaz aynı zamanda bir inşa, bir ihya imkanı sağlar. İnsanı yaşadığı zaman ve mekandan uzaklaştırarak perdelerle örtülmüş hakikat bilgisini aralamasına yardım eder.Namazda yaptığı hareketler, okuduğu ayetler kul ile hakikati daha bir yakîn eder. Kur’an’dan okunacak ‘uzun bir ayet, kısa üç âyet’ namazdaki tilavet farziyetinin yerine getirilmesi için yeterlidir. Kur’an’ı genel anlamda incelediğimizde hemen hemen her konudan bahsettiğini görürüz. Dünyadan, ahiretten, insandan, şeytandan, aileden, barıştan, savaştan…vs.  Kur’an insanlığa maddi – manevi hakikat bilgisini sunar.

Bu bilgiler zamanlar üstü olduğundan her dönemde insan için anlamlıdır. Kur’an bir nevi insanlığın hakikatle donatılmış kültürel belleği işlevini görür diyebiliriz. Kur’an’ın okunmasının mecbur tutulduğu tek yer namazdır. Namazda hem Fatiha hem de Kur’an’dan bir bölüm okunarak insanlığın ortak kazanımları tekrar tekrar hatırlanır. Bazen Fil Sûresi okunur; kaba güçle, hakiki güçün ayırtına varılır bazen Maun okunur; komşuyla uzun zamandır hal hatır sorulmadığı hatırlanır. Bazen de Nûr Sûresi’nden bir bölüm okunur ve çocukların bir türlü kapıyı vurup, izin alarak açmadıkları hatırlanır. Bazen Hz. Âdem bazen Hz. Musa bazen de diğer peygamberler tek tek insanın zihinden geçerek namazla gündemimize girerler. Bu anlamda Kur’an insanlığın hakikat hikayesinin sürekli okunarak hatırlanmasına ve insanın kendini ihya ve inşa etmesine imkân verir.

Namaz aynı zamanda zikir yani; hatırlamadır. İnsan ve insanlığın ortak hafızasını sürekli gözden geçirmedir. Bu durumda da Fil Sûresi geçmişe ait tarihsel bir vaka olmaktan çıkarak güç-hakikat ilişkisinde ki ince çizgiyi aşikar eder. Bu çizgi sürekli hatırlanmalıdır ki insan yeryüzünde haksız yere kan dökücülerden olmasın. Dikkatli bakıldığın da insanın, gündelik hayatın farklı formlarında hem idare eden hem de idare edilen konumunda olduğu görülür. o zaman hikaye bizimdir. Hatırda tutmak önemlidir. Dolayısıyla sık sık tekrarlanmalıdır.

kenar-susu-png11

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *