Yazılar
Sultan Baba Hacı İhsan Tamgüney (k.s.) ile ilgili anılarını KASAV Yönetim Kurulu Başkanı, Öğretim Görevlisi Yardımcı Doçent Dr. Gülhan Cengiz Hanımefendi’ye sorduk; işte bize anlattıkları: Bu yazı Kasım Aralık 2015
Bu yazı Kasım Aralık 2015 tarihli Seyyide Dergisi 42. Sayıdadır.
KONUŞUYORUM SULTAN BABA [“Allah’ın hekimleri, Tabib-i İlâhî olan ârifler, uzaktan senin adını işitmekle, varlığının ta içine, derinliklerine kadar inerler, senin mahiyetini, ne olduğunu anlarlar. Hatta sen doğmadan yüzlerce sene önce
KUDÜS’E BİR NAZAR OLDU HER NE OLDUYSA AZAR AZAR OLDU 1948 yılı Haziran ayında yayınlanmış bir mecmua elime geçti. “Her Hafta” mecmuası. Onun mazi kokulu sayfalarında dolaşırken Kandemir imzalı, Feridun
1960 sonrası ülkemizin siyasi tarihiyle ilgili okumalar yaptığım şu günlerde darbeler çok merkezi bir konumda olduğu görülmekte. Önce tabloyu bir gözler önüne sermek istersek. 1960: DP kapatılması Başbakan ve iki
Sibel Eraslan… Avukat-Kültür Bakanlığı Müşavir- Gazeteci-Yazar. Bilmeyenimiz yoktur o güzel kitaplarını okumayanımız da… Sibel Hanımefendi aynı zamanda bir 28 Şubat mağduru. Üstelik 28 Şubat’ta mağdur olanları da kanatlarının altına alıp,
Yolu bir şekilde 28 Şubat’tan geçmiş ve 28 Şubat mağduru olmuş kişilere sorduk, ne olmuştu o günlerde, ne çekmiş neler görmüşlerdi? Nasıl etkilenmişlerdi 28 Şubat’tan. O günlerde engellenmeye çalışılan bu
Emine İlyas, 28 Şubat Öğrenci Derneği Başkanı, aynı zamanda Konya Ensar Vakfı Hanımlar Komisyonu Başkanı ve 28 Şubat mağduru bir hanımefendi. Kendisiyle bu mağdur iyeti ve 28 Şubat’ı ayrıntılı
İlknur Daşdemir. 28 Şubat mağduru bir hanımefendi. Başörtüsü yasaklarına karşı sesini duyurabilmek ve okuyabilmek için 28 Şubat kararlarını protesto eden eylemlere katılmış, gözaltına alınmış, incinmiş incitilmiş. Çocuk yaşta yaşından büyük
Efsaneye göre; İlkbaharda Nisan yağmurları yağarken sahile çıkan sadef, iki kapağını açar o sırada karnına düşen yağmur damlasını yutup suya geri dönermiş. Denizdeki tuzlu su, bu saf yağmur tanesini yutan
Osmanlı zamanında Hicri takvim kullanılırdı. Yılbaşı da bu takvimin ilk ayı olan Muharrem’in 1. Günüydü. Bu güne dair kutlama ise oldukça yeni sayılır. Tarihi kaynaklara göre III. Ahmed döneminden sonra
Siyasi gruplar, hükümetler ve gizli açık cemiyetler tarafından, toplumun geniş bir kesiminin düşünce ve eylemleri üzerinde etkide bulunmaya yönelik girişimlere “toplum mühendisliği” denir. Toplumsal yapılarının tasarlanabilir olduğuna inananlar bu mühendisliği, egemenler,
Uyuşmuş zihinler, uyuşturulmuş beyinler… Haşhaş… Haşhaşî, Haşîşiyye, Haşîşî, Haşîşîn, Haşîşiyyûn, Haşîşiyyîn, Haşşâşûn, Haşşâşîn, Haşhaşîler[1]… Kısacası bu kelimelerden hangisi ile hitap ederseniz edin yolu aynı kapıya çıkar: Haşhaşîler, uyuşturulmuş beyinler…
#HalepeYolAçın hashtag ve sloganıyla geçtiğimiz günlerde İHH-İnsani Yardım Vakfı bir çağrıda bulunmuş ve bu çağrı bütün ülkede kabul görmüştü. Sultan Baba İlim ve Hizmet Vakfı başkanımız Hüseyin Tamgüney Hoca Efendi
Tenekede Yeni Ekilen Bir Nane Umudun Bitmediğinin Bir Göstergesidir Beykoz Devlet Hastanesi-Başhekim Yardımcısı Dr. Hatice Kınık’la Röportaj 2011 yılından beri devam edegelen, hemen şuracıkta, yanı başımızda, komşumuz Suriye’deki savaşın sonuçları
Hancı – kervancı misali tanımlanan dünya hayatı insan tarafından bir aidiyet-mülk ilişkisi olarak kabul görür. Böyle olması da bir nevi zorunluluktur. Çünkü bu yapıyla insan dünyada kalır, mamur eder,
İnsanoğlu tarih boyunca,yaşadığı yere pek çok anlam ve değer yüklemiştir. Ona göre mekân, ‘Nerede’ sorusuna verilen sıradan bir cevap değildir. İnsanoğlu mekânla sosyal, kültürel, ekonomik, duygusal ve bilişsel bir bağ
İnsanlar öldü. Çok fazla insan öldü. Acı, gezindi yüreklerde. İnsanlar öldü. Pencere kenarına çöktüm. Hissettiklerim doğru çıktı. İnsanlar öldü. Ölmesini istemediğim, ümmetin evlatları öldü. Babil’e kaçmak olur mu insanlar
MÜLTECİ ÇOCUĞUN RÜYALARI [*] Yağmur iplik iplik yağlanmış saçlarından öylece akıyor. Çıplak ayakları yer yer çamurlara bulanmış yağmur sularıyla yıkanırken ürpertiyle titriyor. Oturduğu mukavvanın rengi ıslandıkça koyulaşıyor, kaldırım taşlarına
O Suriyelilere Dokunan Masum Eli. Masum Eli Derneği’nin kurucusu ve yöneticisi. Sayelerinde Suriyeli aileleri tanıma ve onlara yardım etme fırsatı bulduğum ümmet yürekli melek hatun. Kendilerini Masum Eli Derneği’nde ziyaret
Halep’te insanları öldürmekteler; çocukları, kadınları, sanat eserlerini katletmekteler. İnsanların yüzyıllardır nakışladığı şehrin dantel yüzünü yırtıp atmaktalar. Urfalı, Antepli, Halepli masalın son halkasını koparmaktalar. Öylesine güzeldi ki şehir, içine dâhil olanı
Gülden Sönmez, avukat, insan hakları savunucusu, resmi arabulucu, aktivist. Nerde bir zulüm var orada Gülden Hanım en ön saflardadır. Gülden hanım, 04.01.1969’da Sivas’ta doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini burada
#HalepeYolAçın hashtag ve sloganıyla geçtiğimiz günlerde İHH-İnsani Yardım Vakfı bir çağrıda bulunmuş ve bu çağrı bütün ülkede kabul görmüştü. Sultan Baba İlim ve Hizmet Vakfı başkanımız Hüseyin Tamgüney Hoca
HALEP İÇİN SON DERS I. Gül kurusuna döner ikindi vakti Halep Kalesi… Bir nar kırılır sonra burçlarında. Kan. Kanar. Kanarya… Kızıl bir hasretle atılır cümle nişanlar, ayırır kardeşi kardeşten halden
Kum renkli, bozkır görünüşü bir Osmanlı şehridir Haleb. Fırat ve Asi nehirleri arasında geniş bir ova üzerine yayılır. Hem ticaretin hem de kültürün önemli merkezlerindendir. Büyük çarşısı, pazarı, medreseleri, okulları,
“Allı turnam ne gezersin havada Kırıldı kanadım kaldım burada Oy gülüm gülüm Kırıldı kolum Tutmuyor elim” Bu sözlere birçoğumuz aşinayızdır. Hatta o kadar ki, yazının geri kalan kısmına kısa bir
İslâm’ın ahlaki ve etik değerlerinin hayat düsturu olması, tasavvufun doğabileceği ve gelişebileceği ortamı hazırlamıştır. Bu anlamda tasavvuf ayet ve hadislere dayanır ve onlardan neşet eder. Buradan yola çıkarsak tasavvuf; bir arınma
Uzun ve sıcak yaz günlerinde, bir bardak suyumuzu dolduranlara, en büyük temennilerimizdendir: “Su gibi aziz ol.” Peki, neden azizdir su? Neden doğumdan ölüme kadar hayatımızda yegane içeceğimizdir? Peki ya
Belki basit bir hikaye yazabilirsin tüm olan biten hakkında. Meydanların duvarlarına, yazabilirsin yaşanılanların kelimeler dünyasındaki karşılığını. Fakat, en gerçekçi haliyle anlatabilmek bizim işimiz olmalı. Geleceğin avuç içleri olarak, yazmalıyız.
Toplum mühendisliği kavramı 1800’lü yılların sonunda yeni modern çalışanlar yaratma düşüncesi ile ortaya çıkmıştır. Daha sonrasında toplumu yeniden inşa etmek, toplumsal sorunlara yönelik çözümler getirmek veya kitlesel hareketlerin yoğunlaştığı zamanlarda
“Kıyasıya bir savaştı bu, Haç’la Hilâl’in, Batı’yla Doğu’nun, İmanla inkârın savaşı…” Cemil Meriç. Haç ve Hilâl’in yüzyıllardır süren ve kıyamete değin bitmeyecek olan savaşında bu kez düşman “Hoca efendi”
Fatma Toksoy: Perihan hocam, sizleri uzaktan da olsa yıllardır tanıyorum. Öncelikle başınız sağolsun. Şehidimizin şehadeti mübarek olsun. Bilirim ki siz metanetli ve dindar bir annesiniz. Çocuklarınızı da Allah yolunda dini
“Ezanları susturan darbelerden, darbeleri susturan salâ seslerini bize lütfettiği için Allah’a hamd ediyorum.” Mehmet Görmez Diyanet İşleri Başkanı Bir gece vakti minarelerden salâlar okunmaya başladığında ürperdik! II. Mahmud yeniçeri ocağına
15 Temmuzun Kahraman Hanımları Kapkaranlık bir 16 Temmuz’a uyanacaktı Türkiye, 15 Temmuz gecesi göğsünü yurduna siper eden kahramanları olmasaydı. Dile kolay 240 şehit, 2000’in üzerinde yaralı vatandaş…. Allah hepsinden razı olsun.
(Şehid Alper Kaymakçı’nın emanetinden, muhterem eşi Darüsselam Kaymakçı’dan Şehidimize yazılmış bir mektuptur bu. ) Fi Zümerati-l Mucahidun Aşk-ı Şehade ( Mücahidler Zumresinde Şehadet Aşkı) “İçinizden kim Allah ve Rasulune itaat
Prof. Dr. Ali Köse Bey Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı. Darbe girişimi sonrası gerek bildiri vererek, gerek sosyal medyadan ve gerekse basın vasıtasıyla bu lanet kalkışmaya tepkisini gösterdi. Ben
İbrahim Akmanoğlu… İlhan Akmanoğlu… FETÖ’nün darbe girişimi sırasında Şehitler Köprüsü (Boğaziçi Köprüsü) üzerinde yaralanan kahraman baba-oğul. İbrahim Akmanoğlu, elektrik mühendisi. 18 yaşındaki İlhan Akmanoğlu ise Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Oradaydık… Meydanlarda yıllar önce. Yine haksızlıklar ve zulüm vardı. Yine bu coğrafya kana susamışlar tarafından tarumar edilmek isteniyordu. Üniversite öğrencisiyken çıktık meydanlara. Hak ve özgürlüklerimiz için, yarınlarımız için. O zaman
Muhterem okurlarımız, malumunuz, 15 Temmuz Günü Haçlı-Siyonist destekli-FETÖ maşasıyla gerçekleştirilen menfur bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın cesurane tavrı ve milletimize verdiği o direktifle Milletimizle
Mekke ve Medine’de başlayan İslam medeniyeti; tarihi akış içerisinde, nehirler, dağlar, denizler hatta okyanuslar aşılarak hep yeni coğrafyalara taşınmıştır. Fethedilen, yurt edinilen her yeni beldenin nüvesini, Mescidi Nebevi’den esinlenmiş camiiler
Batı Şeria’da 44 Filistinli gözaltında… Filistin Esirler Cemiyeti’nin yayımladığı rapora göre, 2000 yılından Ekim 2015 yılına kadar geçen sürede İsrail hapishanelerinde 7 binden fazla Filistinli bulunuyormuş. Bu süre zarfında, 8
Nevin Soysal Aydın Hanım, Eğitimci-Yazar-Besteci; Kişisel Gelişim Uzmanı; Aile Bakanlığı AEP Formatörü; İlk çocuk ilahi grubu Minik Kalpler Korosunun söz yazarı-besteci-koro ve klip yönetmeni, Eşsiz Nur siyer ve değerler eğitimi
Elinde tuttuğu Kur’ân-ı Kerîm’i daha bir sıkı kavradı parmakları. Boğazını yırtan çığlıklarına arkadaşlarının haykırışları eklendi. Yerde sürüklenen genç kızın gözlerinden 2 damla yaş süzüldü terk edilmişliğin hüznüyle… Yaşlı kadın neye
Bismillahirrahmanirrahim Hamd ve salât-u selamdan sonra Es selam kıymetli Seyyide okurları; Meşhur bir doğu klasiği olan Simyacı’yı yıllar önce, çocuk denecek yaşta okumuştum. Bugüne dek aklımda kalan en güzel
Sabahın erken saatlerinden itibaren hedefine doğru ilerleyen insanlar. Kadınlar, erkekler, çocuklar, yaşlılar, gençler… Ellerinde büyücek bir karton yahut başları üstünde bir seccade… Pervanenin ışığa yönelişi gibi ya da büyük bir
Belki Kudüs’ü görmemiş olabilirim. Ama o rüyasına yattığım bir şehirdir, ezbere çizebilirim size haritasını, şu buğulu camın üzerine. Belki Mescid-i Aksâ’yı hiç görmemiş olabilirim. Ama o duasını ettiğim bir mesciddir.
Bir ailenin çocuğuna verebileceği pek çok şey vardır muhakkak. Erdem,ahlak, görgü.. Ebeveynin iyi hale dair bildiği ne varsa çocuğuna aktarmak istemesi kadar doğal bir öğretim düşünülemez. Her aklı
Namazda neden Fil suresini okuyoruz. Hz. Peygamber (s.a.v.) doğmadan önce vuku bulmuş bir olayın namazda okunmasını bir türlü anlayamıyorum. Namaz kılıyorum ve bu sureyi de okuyorum ama böyle düşünmekten de
Memlekette huzurun derinden sarsıldığı; çorba içerken, ekmek almaya giderken, kurban eti dağıtırken kanlar içinde kalındığı, şehit çocuklarının babalarının cenazesinde gözyaşları içinde saf tuttuğu, insanların oy verdikleri partiler yüzünden bozuştukları hatta
Gecenin kara bir helezonun kıvrımlarından derinlerine düşmek olduğu, koyulaşıp ağırlaşan saatlerin geçişinden habersiz yolcuların çalkalanarak uyuduğu bir tren seyahati… Camlarda uğuldayan rüzgârla uykusuz tek-tük yolcuların kalplerinde artan sıkıntılı bir